27 Kasım 2022 Pazar

 

Amasya Valiliğinden Kudüs Fatihliğine

HÜSAMEDDİN BERKE HAN*

“Berke Han” ismi zihnimde iki parçanın birleşmesi ile oluşmaya başladı. Son zamanlarda Kudüs’e artan ilgim sonucu elime geçen TİKA’nın Filistin Rehberini okurken Berke Han Türbesi ile karşılaştım. Uzunca bir zaman sonra H. Hüsamettin Yasar’ın Amasya Tarihi kitabını şerh ederken 2. Cildinde kronolojik sıra ile Amasya’da Valilik yapan kişilerden bahsederken 1234-1239 yıllarında Seyfeddin Berke Han isminin geçtiğini gördüm. Ve iki ismin aynı olduğunu öğrendiğimde benim için yeni bir araştırma konusu doğmuş oldu. Kimdi bu Berke Han? Harezm bölgesinden gelir gelmez Amasya Valiliği yapması ve buradan Kudüs’e uzanan yolculuğu nasıl geçmişti, neler yaşamıştı?

Celalettin Harzemşah

Celaleddin Harzemşah

 

Celalettin Harzemşah

 
Bunu anlamak için o dönemin tarihine bakmamız gerekiyor. Cengiz Han, Harzemşah devletine saldırıp devletin doğu tarafını kısa bir sürede ele geçirip buradaki milyonlarca Türkü ya öldürmüş yada yerinden etmişti. Tahribat o kadar büyüktü ki bir Moğol tarihçi “Dünyanın sonuna kadar bu bölgede bir daha savaş olmasa dahi bu yerler eski büyüklüğüne ulaşamaz” demişti. Bu büyük yıkımdan kaçan Harzemşahlar İran’ın batısında Celalettin Harzemşah önderliğinde yeni bir savunma hattı oluşturmuşlardı. Aynı dönemde Anadolu Selçuklu Devleti, 1236 yılı Alaaddin Keykubad dönemi sonunda en geniş sınırlarına ulaşmış ve her açıdan en güçlü olduğu döneminde idi. Bölgenin diğer büyük devleti Eyyubiler ise Melikleri arasında taht kavgaları yüzünden karmaşa içinde idi. Nitekim bu karmaşa sonucunda Eyyubiler 1229 yılında Kudüs’ü dahi haçlılara telim etmişlerdi.  Celaleddin Harzemşah’ın yanlış siyaseti sonucu bölge devletleri birbirleri ile savaşmış ve Yassıçemen savaşı sonucunda Harzemşah devleti yıkılmıştır. Savaşta dağılan Harzemşah ordusundaki (Kaynaklar bu sayıyı yaklaşık 25.000 asker olarak belirtmektedirler) komutanlarla Alaaddin Keykubad özel olarak ilgilenmiş ve önemli komutanlarından Kayır Hanı Erzincana, Berke Hanı Amasya’ya yerleştirmiştir. Böylece hem taze bir kuvvete sahip olmuş hem bu kişilerin Moğollar karşısında bilgi ve tecrübe birikiminden faydalanmak hemde Amasya çevresinde gitgide nüfusu artan Baba İlyas Horasani’yi (**)kontrol altında tutmak istemiştir. (1) (3)

Berke Han’ın Amasya Valiliği (1234-1239)

Yassıçemen savaşından sonra Alaaddin Keykubat’ın, Diyarbakır kuşatmasına Harzemşahları da çağırması merkeziyetçi bir idareye eğimli Türkiye Selçukluları için özel bir durumun oluştuğunu göstermektedir.(8) Keykubad’ın Harezmlilieri önemli mevkilere getirerek bir ıslah hareketine başladığı sezilmekte ve hatta ölümünün bile bu teşebbüsü ile alakalı olduğuna dair bazı alametler zikredilmektedir.(9)Hüseyin Hüsamettin Amasya Tarihi kitabında yeni Amasya Valisi Berke Hanı “sebatlı, güçlü, tedbiri elden bırakmayan ve cesur bir zat olduğundan saltanat ve memleket aleyhinde olan ufak bir hareketi dahi şiddetle cezalandırıyor ve Baba İlyas hareketini kontrol altında tutuyordu. Baba İlyas’ı kullanarak fitne çıkartmak isteyen Baba İshak, bu zamanda hayal ettiği örgütlenmeyi ve gizli planlarını icra edemeyeceğinden Berke Han’ın azli için uğraşıyor fakat Sultan Alaaddin Keykubad’ın Emir Berke Han’a itimadının pek kuvvetli olduğunu anladığından Sultanı bir cinayetle ortadan kaldırmak için Saadettin Köpekle birlikte çalışıyordu”diye anlatmıştır.(3) Gerçektende Alaaddin Keykubat ve Berke Han iş başında oldukları müddetçe Baba İshak amaçlarına ulaşamamıştır. Selçuklular altyapısı sağlam iç barışını sağlamış güçlü bir devlet görünümünde iken, Keykubad kendisinden sonraki halefi belirlemiş,  yaklaşan Moğol saldırısı için gerekli hazırlıkları yapmış iken birden tüm planlar bozulmuştur. Sultan’ın
Kayseride bir av partisinde zehirlemesi sonucunda (31 Mayıs 1237) Saadettin Köpek’in başını çektiği Selçuklu umerası sultanın vasiyetinin aksine Gıyaseddin Keyhüsrev’i tahta çıkarıp buna karşı çıkanları şiddetle cezalandırmışlardır. Babasının tam da öngördüğü gibi

*Kaynaklarda “Bereke Han” ve “Bereket Han” olarak da bahsedilmekle birlikte genelde Berke Han denmektedir. Asıl ismi Hüsameddin Berke Han b.Devlet Han el-Harezmi el-Yemki’dir. Kimeklerin Yimek boyuna mensuptur.(
1)

**I. Alâeddin Keykubad zamanında Amasya yakınlarındaki Çat (bugünkü İlyas) köyüne yerleşerek burada kurduğu zaviyesinde yaşamaya başlayan Baba İlyas, bir Vefâî şeyhi olarak civarda yaşayan Türkmenler arasında, daha çok eski Türk inançlarının İslâmiyet’le yorumlanmış bir şeklini tasavvufî hüviyetle tâlim etmekteydi.  Baba İlyas’ın müritlerinden Baba İshak (Rum İshak) bu hareketin perde arkasını idare ederek  Berke Han bölgeden ayrılır ayrılmaz büyük bir ayaklanma çıkarmış, Selçuklular bu ayaklanmayı çok zor bastırmışlardır.(3) Tarihte Babai ayaklanması diye geçen bu ayaklanma daha sonraki Türkmen ayaklanmalarına da ismini vermiştir. (TDV)

 yeteneksiz, zevk ve eğlenceye düşkün, öngörüsü zayıf Sultanın ilk yıllarında Atabey Saadettin Köpek  hızlıca ipleri eline geçirdi. Yeni sultanın Harzemlilerin önceki muhalif hareketlerine duyduğu kızgınlık geçmeden Amasya’da Baba İshak da durmuyor, perde arkasından devamlı gizli oyunlar yaparak Berke Han’ın azli için Konya’ya şikayetler yağdırıyor, Harezmlilerin mezaliminden bahsederek halkı kışkırtıyordu(3)  Saadettin Köpek’in de kışkırtmaları ile sultan  Sivas emiri Kayır Hanı azlettikten sonra  Ziyere köyündeki Semendu*** kalesine sürgün etmekle Berke Han’a gözdağı veriyordu. Baba İshak bir yandan halka  mağarada inziva hayatı yaşayan, dünyanın zevklerinden eteğini çekmiş kendine Hasan Sabbah gibi bir Allah dostu görünümü verirken diğer taraftan da teşebbüsatına mani gördüğü Berke Han ve Harezmlilerin Konyaya saldıracağını yazarak, Köpek vasıtasıyla Gıyaseddin Keyhüsrev’i ikna etmeye çalışıyordu. (3) Nihayet buna muvaffak olmuş ve Haziran 1239 da Berke Han görevden alınmıştır.(4)Bu aynı zamanda Berke Han’ın 5 yıla yakın süren Amasya Valiliğinin de sonu demekti. Berke Han kısa bir süre önce ölen Kayır Han’ın ardından başına geçtiği Harzemşah ordusu ile birlikte Selçuklu topraklarını talan ederek,  Eyyubilerin Cezire bölgesine geçmiştir.

Berke Han sonrası Amasya ve Anadolu

Berke Han’ın Amasya ve çevresini terkinden sonra yeterli boşluğu bulan Baba İshak, hızlıca ayaklanıp bölgeyi ele geçirmiştir. H.Hüsameddin Yasar ve İbn-i Bibiye göre aslen Rum kökenli olan (****) Baba İshak isyanı aldığı destek, kurduğu ordu, Harzemşahlar sonrası bölgede boşluk üstüne birde Sultanın liyakatsizliği ve Saadettin Köpek’in hainliği eklenince ayaklanmanın bastırılma süreci çok uzadı. Bu sürede devlet çok zarar gördü, düzen bozuldu ve itibarı sarsıldı. Ülke dışına Selçuklu Devletinin kolay lokma olabileceği imajı verildi. Nitekim Alaadin Keykubat’ın ölümünden 7 yıl sonra, Selçuklular savaş meydanına çıkamadan koskoca devleti Moğollara hediye etmişlerdir. 1243 Kösedağ savaşından 1308'e kadar bitkisel hayatta devam eden devlet bu tarihte fiilen son bulmuştur. Eyyubi-Memluklüler, Altınordu ve Anadolu Selçuklu gibi 3 güçlü devletin sınırlarına dayanan İhanlılar bu 3 müslüman devletin birbirleri ile ittifakı sonucu çok kolay durdurulabilecekken en güçlü halka olması gereken Anadolu Selçuklu devletinin kopması sonucunda güçlerini Anadolu’nun içlerinde kadar sokabilmişlerdir. Ve ne yazık ki bu çözülmenin başlangıcı Keykubadın ölümü, ehil olmayan bir sultan ve Emir Berke Han’ın Amasya Valiliğinden alınması süreci ile başlamıştır.  H.H.Yasarın belirttiği üzere Selçûkîler'in en ziyâde muhtâc‑ı kuvvet olduğu bir sırada Harezmîler'in memleket‑i Selçûkiyye'den ihrâc edilmesi hükûmet‑i Selçûkiyye'yi mahva kadar sürüklemişdir.” (3)

Berke Han ve Harzemşahların Eyyubilere sığınması

Amasya ve çevresini hızla terk eden 20-25 bin civarındaki Harzemliler Harput üzerinden Eyyubilerin Cezire bölgesine geçtiler. 1239-46 yılları arasında  Eyyubi melikleri arasındaki mücadelelerde Harezmliler çok etkili olmuştur.(15) Yaklaşık 15-20 yıldır göçebe yaşayan, dünyanın en müreffeh en zengin şehirlerinde ihtişamlı bir yaşam sürerken buradan kovulan Harzemlilier, Anadoludan da kovulmaları ile bir türlü istikrarı sağlayamamış, yabancısı oldukları bir coğrafyada etraflarındaki bütün komşuları ile devamlı savaşmak durumunda kalmışlardır. Ayrıca yağmacı karakterleri bölgedeki siyasi olaylarda sürekli taraf olmaları ve kullanılmalarına sebep olacaktır. Harezmlileri (8) Cezire bölgesinin hakimi Eyyubi Sultanı’nın oğlu Melik el-Salih Harran bölgesine yerleştirdi. Berke Han Melik-el Salih’in kızkardeşi ile evlenerek Eyyubilerle

***Hüseyin Hüsameddin  ve B.M el-Ayni (2) Ziyere Semendu kalesi derken bir çok tarihçi bu kaleyi Kayseri Zamantu kalesi olarak göstermektedir.

****Bir çok tarihçiye göre Baba İshak Rum kökenli olup Baba İlyas’ın tekkesine sızmıştır. Bizans ve Trabzon Rum İmparatorluğundan aldığı destek ile bölgede bir Rum devleti oluşturmak istiyordu. (3) (4)

 akrabalık kurmuştur. (10) Berke Han Melik el-Salih ile ilk başlarda arası açıldı ise daha sonra kurdukları müttefiklik iki tarafın birbirleri ile savaştığı son savaşa kadar sürmüştür. Harezmliler yeni geldikleri bu bölgede 4 yıl boyunca üst üste yenilgiler almalarına rağmen tutunmayı başarmışlardır. Talihleri eskiden bağlı oldukları Berke Han’ın eşinin abisi Melik el-Salih’in 1243 yılında Eyyubi tahtına oturması ile değişti. Mısırı ve El-Cezirenin ufak bir kısmını elinde tutan Salih Harezmlilerin desteği ile kendisine itaat etmeyen Suriye bölgesini kontrolü altına almaya çalışıyordu. Şam Emiri bu ittifaktan rahatsız olup karşı ittifak kurmak için Haçlılara başvurdu. Akka haçlılarına yardımlarına karşılık Kudüs, Trablus ve Askalan’ı vermeyi taahhüt etti.(15) Bu ittifak bölge alimlerinin ve Müslümanların büyük tepkisini çekti ve Suriye ittifakını zor durumda bıraktı. 1243 yılında Haçlılara teslim edilen Kudüs’te(*****) Müslümanları çok üzen hadiseler gerçekleşti. O yıl Mısır’a doğru giderken şehre uğrayan İbn Vâsıl gördüklerini şu şekilde anlatır: “Beytü’l-Makdis’e girdim, Kubbetu’s-Sahra’da papazlar ve keşişler gördüm, ayinler için Kubbetu’s-Sahra’ya şarap şişeleri konulmuştu. Ardından Aksâ Camiine girdim, oraya da çanlar asılmıştı. Haremü’ş-Şerîf’te ezana son verilmiş ve burada ikamet etmek de yasaklanmıştı, nihayet artık küfür buraya hâkim olmuştu”(12) Bu gelişmelerle ilgili olarak batılı tarihçilerden Hillenbrand, “Böylece Müslüman dünyası Kubbetü’s-Sahra’nın Frenklerin elinde olmasının getirdiği aşağılanmayı yaşadı. Bu ihanet karşısında Selahaddin’in ve propagandacılarının mezarlarındaki kemikleri sahiden sızlamış olsa gerek” (13) demiştir. Bu durum bölgede toprak hâkimiyetini genişletme hırsıyla hareket eden Eyyûbîler’in, yeri geldiğinde Haçlılarla ittifak kurmaktan ve menfaatleri doğrultusunda beraber hareket etmekten çekinmediklerini göstermektedir.

İşte Kudüs bu durumda iken 1244 yılında Mısır ordusu ile birleşmek için yola çıkan Harzem ordusu genç bir Eyyubi komutanı olan Baybars’ı (Memlüklülerin kurucu sultanı) da yanına alarak Kudüs’ü fethetti. Böylece yıllardır Haçlı işgalinde bulunan Kudüs tekrar Müslümanların eline geçmesi bölgedeki tüm Müslüman halkı sevince boğdu. Berke Han, Hz.Ömer ve Selahattin Eyyubi’den sonra III.Kudüs fatihi olarak tarihe geçti. Fakat bu fetih ilk fetihler gibi olmadı. Harzem ordusu şehirdeki Frankları öldürdü, Kumame Klisesini tahrip ettiler ve Harem-i Şerifi Hıristiyan sembollerden temizlediler. (11)

Kubbetüs Sahra ve Mescid-i Aksa

Kudüs’ün fethinden sonra yola devam eden Harezm-Mısır ordusu ve haçlı kuvvetlerince tahkim edilen Suriye ordusu birbirlerine doğru ilerlerken, dönemin önemli Türk tarihçilerinden İbnü’l Cezvi ızdırabını cümlelere döker ve Suriye ordusunu şöyle tarif eder “…,Suriye ordusu Frenk bayraklarının altına girdi, ve başlarının üzerinde haçlar bulunuyordu, bu esnada papazlar da birlikler arasındaydılar, içmeleri için kendilerine verdikleri ellerindeki şarap kadehleri ve kupalarla Müslümanlar üzerine istavroz çıkarıp onları kutsuyorlardı… Bu şahit olunması gereken öyle bir gündü ki, benzeri ne Nureddin ne de Selahaddin zamanında görülmemişti” (14) Suriye ordusu Berke Han ve Mısır ordusunun birleşmesine fırsat vermeden Gazzede Mısır ordusunun karşısına çıktılar. Berke Han ve Baybars’ın yönettiği ordu Müttefik Suriye ordusunu büyük bir bozguna uğrattı. Zafer sonucunda kısa bir sürede tüm Suriyeyi ve sahil bölgesini ele geçiren Eyyubi Sultanı Salih Şam’a yerleşti. Zaferi nerdeyse tek başına kazanan Berke Han ve Harzemliler kendilerine büyük ikta verileceğini beklerken kendilerine küçük bir alan verilince kuzeye kaçan İttifak güçleri ile birleşip yıllardır müttefikleri olduğu Eyyubi Sultanı Necmeddin Salih’e saldırdılar. 1246 yılında Hıms  yakınında karşı karşıya geldiler. Harzemliler büyük bir yenilgiye uğradı. Komutanları Berke Han öldürüldü. (6) Harezmli esirler, bir kölenin elinde kesik başı görünce Berke Han'In Türbesikendilerine yere atıp üzerlerine toprak serpmişlerdi.(******) Bu hadiseden sonra galip ordu bu kişinin Berke Han olduğunu anlamış ve kesik başı Halepte halka teşhir etmişlerdir. 15 yıldan fazladır İran, Anadolu, Irak ve Suriye’nin bir çok yerinde Berke Han idaresinde oldukça etkili olan Harzemliller bu karizmatik liderin ölümü ile bir daha kendilerine gelememiş ve bakiyeleri artık askeri bir güç ifade edemez duruma gelmişlerdi. Halep’te kesik başı sergilenen Berke Han’ın cesedi Mayıs 1246’da Kudüs’te kendi adına inşa edilen türbeye defn olunmuştur. (15)

*****Dipnot : 1229 yılında Eyyubi Devletinde Mısır hakimi el-Kamil’in kardeşi el-Muazzam’a karşı haçlıların desteğini almak için Kudüsü bir anlaşması sonucunda Şubat 1229’da savaşmadan şartlı bir şekilde tekrar haçlıların eline geçmişti.  1240 yılında haçlıların anlaşmayı bozması üzerine tekrar Eyyubiler eline geçen Kudüs yine 1243 yılında Eyyubi Melikleri arasındaki krize kurban edilerek tekrar Haçlılara teslim edilmiştir


 

Berke Han’ın Bıraktığı İzler

Berke Han'ın Kabir Taşı

*Haçlılara karşı prestij kaynağı olan bu kutlu belde Kudüs, büyük oranda Harzemliler desteği ile alınmıştır. Kudüs’ün geri alınması ve akabinde meydan savaşındaki yenilgi ile Haçlılara  ağır bir darbe vurulmuş ve bu beklenmedik gelişme Avrupa Hıristiyanlarını derin bir yasa boğmuştu. Papanın çağrısı sonucu başlayan 7. Haçlı seferi büyük başarısızlıklara uğramış, nihayetinde haçlıların bölgede askeri gücü ve etkisi bir daha asla eskisi gibi olmamıştır.

*Berke Han, Kudüs’ün fethinden önce tanıştığı Eyyubi komutanı Rükneddin Baybars’a  kızını vererek onunla akrabalık bağı kurmuştur. Nitekim bu evlilikten olan Melik Said Muhammed Berke Han Memlüklülerin 2. Sultanı olmuştur.


*Berke Han’ın Kudüsteki türbesi eskişehirde Mescid-i Aksa’nın Silsile kapısına 100 metre mesafededir. Türbenin haziresinde oğulları Muhammed Bey ve Hüsamettin Kara Bey de yatmaktadır. Kudüs’te Berke Han adına mescit, türbe ve vakfın bulunması Berke Hanın çocuklarının yeni kurulan Memluk devleti içerisinde iyi bir konumda olduklarını göstermektedir.

Berke Han’ın Kabir Taşı

 
*Askeri yönden güçlü olan Harzemliler siyasi yönden zayıf bir konumda idiler. Tıpkı Celalettin Harzemşah gibi. Anadolu’yu yağmalayarak terk eden Harzemlilere Eyyubi topraklarında da şüphe ile bakılmış. Yıllardır vatanlarından uzak olmaları, gördükleri büyük zulüm ve işkenceler, bir türlü kendilerine bir vatan bulamamaları, sürekli yanlış ittifak yaparak kullanılmaları dolayısı ile aidiyet hissetmedikleri bu topraklarda çokça yağma ve zulüm yapmışlardır. Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılma sürecinde etkili olan, Kudüs’ü fetheden, büyük Haçlı ordusunu yenen, fetret dönemindeki Eyyubilerin tekrar tek bir idare altında birleşmesini sağlayan,  Eyyubilerin güç kaybedip Memluklülerin güçlenme aşamasında etkin rol oynamışlardır.

* Roma’nın Anadoluyu işgalinde, Osmanlının 2. Kuruluşu ve yükseliş aşamasında, Türk İstiklal mücadelesinin şekillenmesinde önemli roller üstlenmiş Amasya’mızın Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılma aşamasında da Baba İlyas-İshak isyanı ve Berke Han vasıtası ile önemli olaylara şahit olduğu ve önemli kişileri barındırdığını anlıyoruz. Her zaman dediğimiz gibi Amasya Tarihini okumak, bilmek Anadolu'yu bilmek demektir.

* Amasya Valisi Hüsamedin Berke Han 1231 den 1246 ya kadar tüm Ortadoğu ve Anadolu coğrafyasında iz bırakmış etkili bir şahıstır. Üstüne daha çok araştırmalar yapılması gereken bu komutanın Amasya’dan Kudüs’e uzanan yolculuğunu araştırıp yazmaya çalıştık. Amasya üstünden tarihimizi okumaya çalışacağımız bir dahaki yazımızda görüşmek üzere, kalın sağlıcakla… 

                                                                                                                        Mehmet Emir GÜLTEKİN

                                                                                                                            20.10.2022 Amasya

******Eski Türk Devletlerinde Büyük devlet adamlarının ölüm haberi alındığında yapılan ağıt ritüeli

 

Kaynakça:


1- Caber Kalesi Önündeki Mezar Süleyman Şah’a mı ait. Hakan Yılmaz

2- İkdul Cüman –Bedrettin Mahmud el-Ayni

3- Amasya Tarihi H.H.YASAR

4- İbn-i Bibi – el-Evamiru’ -Alaiyye

5- Keyhüsrev II. Osman Turan

6- Filistin Rehberi - TİKA

7 – Zehabi , Siyeru A’lamin – Nubela

8-Muammer Gül – Harezmli Türklerin Anadolu ve Yakındoğu’daki Rolleri ve Tesisleri

9-Keyhusrev II – Osman Turan

10 M.F.Köprülü Harzemşahlar

11 İbn Şeddad , el-Alak

12 - İbn Vâsıl , Müferricü’l-kürûb fî aḫbâri Benî Eyyûb

13-  Hillenbrand 2015, 234.

14- İbnül Cezvi- Mir’atu’z -Zaman

15- Celaleddin Harzemşah’tan sonra Anadolu ve Suriyede Harizmliler M.Kılıç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder