Amasya Valiliğinden Kudüs Fatihliğine
HÜSAMEDDİN BERKE HAN*
“Berke Han” ismi zihnimde iki parçanın birleşmesi ile oluşmaya başladı. Son zamanlarda Kudüs’e artan ilgim sonucu elime geçen TİKA’nın Filistin Rehberini okurken Berke Han Türbesi ile karşılaştım. Uzunca bir zaman sonra H. Hüsamettin Yasar’ın Amasya Tarihi kitabını şerh ederken 2. Cildinde kronolojik sıra ile Amasya’da Valilik yapan kişilerden bahsederken 1234-1239 yıllarında Seyfeddin Berke Han isminin geçtiğini gördüm. Ve iki ismin aynı olduğunu öğrendiğimde benim için yeni bir araştırma konusu doğmuş oldu. Kimdi bu Berke Han? Harezm bölgesinden gelir gelmez Amasya Valiliği yapması ve buradan Kudüs’e uzanan yolculuğu nasıl geçmişti, neler yaşamıştı?
|
|
Berke Han’ın Amasya Valiliği (1234-1239)
Yassıçemen savaşından sonra Alaaddin
Keykubat’ın, Diyarbakır kuşatmasına Harzemşahları da çağırması merkeziyetçi bir
idareye eğimli Türkiye Selçukluları için özel bir durumun oluştuğunu
göstermektedir.(8) Keykubad’ın Harezmlilieri önemli mevkilere getirerek bir
ıslah hareketine başladığı sezilmekte ve hatta ölümünün bile bu teşebbüsü ile
alakalı olduğuna dair bazı alametler zikredilmektedir.(9)Hüseyin Hüsamettin
Amasya Tarihi kitabında yeni Amasya Valisi Berke Hanı “sebatlı, güçlü, tedbiri
elden bırakmayan ve cesur bir zat olduğundan saltanat ve memleket aleyhinde
olan ufak bir hareketi dahi şiddetle cezalandırıyor ve Baba İlyas hareketini
kontrol altında tutuyordu. Baba İlyas’ı kullanarak fitne çıkartmak isteyen Baba
İshak, bu zamanda hayal ettiği örgütlenmeyi ve gizli planlarını icra
edemeyeceğinden Berke Han’ın azli için uğraşıyor fakat Sultan Alaaddin
Keykubad’ın Emir Berke Han’a itimadının pek kuvvetli olduğunu anladığından
Sultanı bir cinayetle ortadan kaldırmak için Saadettin Köpekle birlikte
çalışıyordu”diye anlatmıştır.(3) Gerçektende Alaaddin Keykubat ve Berke Han iş
başında oldukları müddetçe Baba İshak amaçlarına ulaşamamıştır. Selçuklular
altyapısı sağlam iç barışını sağlamış güçlü bir devlet görünümünde iken,
Keykubad kendisinden sonraki halefi belirlemiş,
yaklaşan Moğol saldırısı için gerekli hazırlıkları yapmış iken birden
tüm planlar bozulmuştur. Sultan’ın
Kayseride bir av partisinde zehirlemesi
sonucunda (31 Mayıs 1237) Saadettin Köpek’in başını çektiği Selçuklu umerası
sultanın vasiyetinin aksine Gıyaseddin Keyhüsrev’i tahta çıkarıp buna karşı
çıkanları şiddetle cezalandırmışlardır. Babasının tam da öngördüğü gibi
*Kaynaklarda “Bereke Han” ve “Bereket
Han” olarak da bahsedilmekle birlikte genelde Berke Han denmektedir. Asıl ismi
Hüsameddin Berke Han b.Devlet Han el-Harezmi el-Yemki’dir. Kimeklerin Yimek
boyuna mensuptur.(
1)
**I.
Alâeddin Keykubad zamanında Amasya yakınlarındaki Çat (bugünkü İlyas) köyüne
yerleşerek burada kurduğu zaviyesinde yaşamaya başlayan Baba İlyas, bir Vefâî
şeyhi olarak civarda yaşayan Türkmenler arasında, daha çok eski Türk
inançlarının İslâmiyet’le yorumlanmış bir şeklini tasavvufî hüviyetle tâlim
etmekteydi. Baba İlyas’ın müritlerinden
Baba İshak (Rum İshak) bu hareketin perde arkasını idare ederek Berke Han bölgeden ayrılır ayrılmaz büyük bir
ayaklanma çıkarmış, Selçuklular bu ayaklanmayı çok zor bastırmışlardır.(3)
Tarihte Babai ayaklanması diye geçen bu ayaklanma daha sonraki Türkmen ayaklanmalarına
da ismini vermiştir. (TDV)
yeteneksiz, zevk ve eğlenceye düşkün, öngörüsü zayıf Sultanın ilk yıllarında Atabey Saadettin Köpek hızlıca ipleri eline geçirdi. Yeni sultanın Harzemlilerin önceki muhalif hareketlerine duyduğu kızgınlık geçmeden Amasya’da Baba İshak da durmuyor, perde arkasından devamlı gizli oyunlar yaparak Berke Han’ın azli için Konya’ya şikayetler yağdırıyor, Harezmlilerin mezaliminden bahsederek halkı kışkırtıyordu(3) Saadettin Köpek’in de kışkırtmaları ile sultan Sivas emiri Kayır Hanı azlettikten sonra Ziyere köyündeki Semendu*** kalesine sürgün etmekle Berke Han’a gözdağı veriyordu. Baba İshak bir yandan halka mağarada inziva hayatı yaşayan, dünyanın zevklerinden eteğini çekmiş kendine Hasan Sabbah gibi bir Allah dostu görünümü verirken diğer taraftan da teşebbüsatına mani gördüğü Berke Han ve Harezmlilerin Konyaya saldıracağını yazarak, Köpek vasıtasıyla Gıyaseddin Keyhüsrev’i ikna etmeye çalışıyordu. (3) Nihayet buna muvaffak olmuş ve Haziran 1239 da Berke Han görevden alınmıştır.(4)Bu aynı zamanda Berke Han’ın 5 yıla yakın süren Amasya Valiliğinin de sonu demekti. Berke Han kısa bir süre önce ölen Kayır Han’ın ardından başına geçtiği Harzemşah ordusu ile birlikte Selçuklu topraklarını talan ederek, Eyyubilerin Cezire bölgesine geçmiştir.
Berke Han sonrası Amasya ve Anadolu
Berke
Han’ın Amasya ve çevresini terkinden sonra yeterli boşluğu bulan Baba İshak,
hızlıca ayaklanıp bölgeyi ele geçirmiştir. H.Hüsameddin Yasar ve İbn-i Bibiye
göre aslen Rum kökenli olan (****) Baba İshak isyanı aldığı destek, kurduğu
ordu, Harzemşahlar sonrası bölgede boşluk üstüne birde Sultanın liyakatsizliği
ve Saadettin Köpek’in hainliği eklenince ayaklanmanın bastırılma süreci çok
uzadı. Bu sürede devlet çok zarar gördü, düzen bozuldu ve itibarı sarsıldı.
Ülke dışına Selçuklu Devletinin kolay lokma olabileceği imajı verildi. Nitekim Alaadin
Keykubat’ın ölümünden 7 yıl sonra, Selçuklular savaş meydanına çıkamadan
koskoca devleti Moğollara hediye etmişlerdir. 1243 Kösedağ savaşından 1308'e
kadar bitkisel hayatta devam eden devlet bu tarihte fiilen son bulmuştur. Eyyubi-Memluklüler,
Altınordu ve Anadolu Selçuklu gibi 3 güçlü devletin sınırlarına dayanan
İhanlılar bu 3 müslüman devletin birbirleri ile ittifakı sonucu çok kolay
durdurulabilecekken en güçlü halka olması gereken Anadolu Selçuklu devletinin kopması
sonucunda güçlerini Anadolu’nun içlerinde kadar sokabilmişlerdir. Ve ne yazık ki
bu çözülmenin başlangıcı Keykubadın ölümü, ehil olmayan bir sultan ve Emir
Berke Han’ın Amasya Valiliğinden alınması süreci ile başlamıştır. H.H.Yasarın belirttiği üzere “Selçûkîler'in en ziyâde muhtâc‑ı kuvvet olduğu bir sırada
Harezmîler'in memleket‑i Selçûkiyye'den ihrâc edilmesi hükûmet‑i Selçûkiyye'yi
mahva kadar sürüklemişdir.” (3)
Berke Han ve Harzemşahların Eyyubilere sığınması
Amasya ve çevresini hızla terk eden
20-25 bin civarındaki Harzemliler Harput üzerinden Eyyubilerin Cezire bölgesine
geçtiler. 1239-46 yılları arasında
Eyyubi melikleri arasındaki mücadelelerde Harezmliler çok etkili
olmuştur.(15) Yaklaşık 15-20 yıldır göçebe yaşayan, dünyanın en müreffeh en
zengin şehirlerinde ihtişamlı bir yaşam sürerken buradan kovulan Harzemlilier,
Anadoludan da kovulmaları ile bir türlü istikrarı sağlayamamış, yabancısı
oldukları bir coğrafyada etraflarındaki bütün komşuları ile devamlı savaşmak
durumunda kalmışlardır. Ayrıca yağmacı karakterleri bölgedeki siyasi olaylarda
sürekli taraf olmaları ve kullanılmalarına sebep olacaktır. Harezmlileri (8)
Cezire bölgesinin hakimi Eyyubi Sultanı’nın oğlu Melik el-Salih Harran
bölgesine yerleştirdi. Berke Han Melik-el Salih’in kızkardeşi ile evlenerek
Eyyubilerle
***Hüseyin Hüsameddin ve B.M el-Ayni (2) Ziyere Semendu kalesi
derken bir çok tarihçi bu kaleyi Kayseri Zamantu kalesi olarak göstermektedir.
****Bir çok tarihçiye göre Baba İshak
Rum kökenli olup Baba İlyas’ın tekkesine sızmıştır. Bizans ve Trabzon Rum
İmparatorluğundan aldığı destek ile bölgede bir Rum devleti oluşturmak istiyordu.
(3) (4)
akrabalık kurmuştur. (10) Berke Han Melik el-Salih
ile ilk başlarda arası açıldı ise daha sonra kurdukları müttefiklik iki tarafın
birbirleri ile savaştığı son savaşa kadar sürmüştür. Harezmliler yeni
geldikleri bu bölgede 4 yıl boyunca üst üste yenilgiler almalarına rağmen
tutunmayı başarmışlardır. Talihleri eskiden bağlı oldukları Berke Han’ın eşinin
abisi Melik el-Salih’in 1243 yılında Eyyubi tahtına oturması ile değişti.
Mısırı ve El-Cezirenin ufak bir kısmını elinde tutan Salih Harezmlilerin desteği
ile kendisine itaat etmeyen Suriye bölgesini kontrolü altına almaya
çalışıyordu. Şam Emiri bu ittifaktan rahatsız olup karşı ittifak kurmak için
Haçlılara başvurdu. Akka haçlılarına yardımlarına karşılık Kudüs, Trablus ve
Askalan’ı vermeyi taahhüt etti.(15) Bu ittifak bölge alimlerinin ve Müslümanların
büyük tepkisini çekti ve Suriye ittifakını zor durumda bıraktı. 1243 yılında
Haçlılara teslim edilen Kudüs’te(*****) Müslümanları çok üzen hadiseler
gerçekleşti. O yıl Mısır’a doğru giderken şehre uğrayan İbn Vâsıl gördüklerini
şu şekilde anlatır: “Beytü’l-Makdis’e girdim, Kubbetu’s-Sahra’da papazlar ve
keşişler gördüm, ayinler için Kubbetu’s-Sahra’ya şarap şişeleri konulmuştu.
Ardından Aksâ Camiine girdim, oraya da çanlar asılmıştı. Haremü’ş-Şerîf’te
ezana son verilmiş ve burada ikamet etmek de yasaklanmıştı, nihayet artık küfür
buraya hâkim olmuştu”(12) Bu gelişmelerle ilgili olarak batılı tarihçilerden
Hillenbrand, “Böylece Müslüman dünyası Kubbetü’s-Sahra’nın Frenklerin elinde
olmasının getirdiği aşağılanmayı yaşadı. Bu ihanet karşısında Selahaddin’in ve
propagandacılarının mezarlarındaki kemikleri sahiden sızlamış olsa gerek” (13)
demiştir. Bu
durum bölgede toprak hâkimiyetini genişletme hırsıyla hareket eden
Eyyûbîler’in, yeri geldiğinde Haçlılarla ittifak kurmaktan ve menfaatleri
doğrultusunda beraber hareket etmekten çekinmediklerini göstermektedir.
İşte Kudüs bu durumda iken 1244 yılında Mısır ordusu ile birleşmek için yola çıkan Harzem ordusu genç bir Eyyubi komutanı olan Baybars’ı (Memlüklülerin kurucu sultanı) da yanına alarak Kudüs’ü fethetti. Böylece yıllardır Haçlı işgalinde bulunan Kudüs tekrar Müslümanların eline geçmesi bölgedeki tüm Müslüman halkı sevince boğdu. Berke Han, Hz.Ömer ve Selahattin Eyyubi’den sonra III.Kudüs fatihi olarak tarihe geçti. Fakat bu fetih ilk fetihler gibi olmadı. Harzem ordusu şehirdeki Frankları öldürdü, Kumame Klisesini tahrip ettiler ve Harem-i Şerifi Hıristiyan sembollerden temizlediler. (11)
Kudüs’ün fethinden sonra yola devam
eden Harezm-Mısır ordusu ve haçlı kuvvetlerince tahkim edilen Suriye ordusu birbirlerine
doğru ilerlerken, dönemin önemli Türk tarihçilerinden İbnü’l Cezvi ızdırabını
cümlelere döker ve Suriye ordusunu şöyle tarif eder “…,Suriye ordusu Frenk
bayraklarının altına girdi, ve başlarının üzerinde haçlar bulunuyordu, bu
esnada papazlar da birlikler arasındaydılar, içmeleri için kendilerine
verdikleri ellerindeki şarap kadehleri ve kupalarla Müslümanlar üzerine
istavroz çıkarıp onları kutsuyorlardı… Bu şahit olunması gereken öyle bir gündü
ki, benzeri ne Nureddin ne de Selahaddin zamanında görülmemişti” (14) Suriye
ordusu Berke Han ve Mısır ordusunun birleşmesine fırsat vermeden Gazzede Mısır
ordusunun karşısına çıktılar. Berke Han ve Baybars’ın yönettiği ordu Müttefik
Suriye ordusunu büyük bir bozguna uğrattı. Zafer sonucunda kısa bir sürede tüm
Suriyeyi ve sahil bölgesini ele geçiren Eyyubi Sultanı Salih Şam’a yerleşti.
Zaferi nerdeyse tek başına kazanan Berke Han ve Harzemliler kendilerine büyük
ikta verileceğini beklerken kendilerine küçük bir alan verilince kuzeye kaçan
İttifak güçleri ile birleşip yıllardır müttefikleri olduğu Eyyubi Sultanı
Necmeddin Salih’e saldırdılar. 1246 yılında Hıms yakınında karşı karşıya geldiler. Harzemliler
büyük bir yenilgiye uğradı. Komutanları Berke Han öldürüldü. (6) Harezmli
esirler, bir kölenin elinde kesik başı
görünce
kendilerine yere atıp
üzerlerine toprak serpmişlerdi.(******) Bu hadiseden sonra galip ordu bu
kişinin Berke Han olduğunu anlamış ve kesik başı Halepte halka teşhir
etmişlerdir. 15 yıldan fazladır İran, Anadolu, Irak ve Suriye’nin bir çok
yerinde Berke Han idaresinde oldukça etkili olan Harzemliller bu karizmatik
liderin ölümü ile bir daha kendilerine gelememiş ve bakiyeleri artık askeri bir
güç ifade edemez duruma gelmişlerdi. Halep’te kesik başı sergilenen Berke
Han’ın cesedi Mayıs 1246’da Kudüs’te kendi adına inşa edilen türbeye defn olunmuştur. (15)
*****Dipnot : 1229 yılında Eyyubi Devletinde Mısır hakimi el-Kamil’in kardeşi
el-Muazzam’a karşı haçlıların desteğini almak için Kudüsü bir anlaşması
sonucunda Şubat 1229’da savaşmadan şartlı bir şekilde tekrar haçlıların eline
geçmişti. 1240 yılında haçlıların
anlaşmayı bozması üzerine tekrar Eyyubiler eline geçen Kudüs yine 1243 yılında
Eyyubi Melikleri arasındaki krize kurban edilerek tekrar Haçlılara teslim
edilmiştir
Berke Han’ın Bıraktığı İzler
*Haçlılara karşı prestij kaynağı olan bu kutlu belde Kudüs, büyük oranda Harzemliler desteği ile alınmıştır. Kudüs’ün geri alınması ve akabinde meydan savaşındaki yenilgi ile Haçlılara ağır bir darbe vurulmuş ve bu beklenmedik gelişme Avrupa Hıristiyanlarını derin bir yasa boğmuştu. Papanın çağrısı sonucu başlayan 7. Haçlı seferi büyük başarısızlıklara uğramış, nihayetinde haçlıların bölgede askeri gücü ve etkisi bir daha asla eskisi gibi olmamıştır.
*Berke Han, Kudüs’ün fethinden önce tanıştığı Eyyubi komutanı Rükneddin Baybars’a kızını vererek onunla akrabalık bağı kurmuştur. Nitekim bu evlilikten olan Melik Said Muhammed Berke Han Memlüklülerin 2. Sultanı olmuştur.
*Berke Han’ın Kudüsteki
türbesi eskişehirde Mescid-i Aksa’nın Silsile kapısına 100 metre mesafededir.
Türbenin haziresinde oğulları Muhammed Bey ve Hüsamettin Kara Bey de yatmaktadır.
Kudüs’te Berke Han adına mescit, türbe ve vakfın bulunması Berke Hanın
çocuklarının yeni kurulan Memluk devleti içerisinde iyi bir konumda olduklarını
göstermektedir.
|
*
Roma’nın Anadoluyu işgalinde, Osmanlının 2. Kuruluşu ve yükseliş aşamasında,
Türk İstiklal mücadelesinin şekillenmesinde önemli roller üstlenmiş
Amasya’mızın Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılma aşamasında da Baba İlyas-İshak
isyanı ve Berke Han vasıtası ile önemli olaylara şahit olduğu ve önemli
kişileri barındırdığını anlıyoruz. Her zaman dediğimiz gibi Amasya Tarihini
okumak, bilmek Anadolu'yu bilmek demektir.![]()
* Amasya Valisi Hüsamedin Berke Han 1231 den 1246 ya kadar tüm Ortadoğu ve Anadolu coğrafyasında iz bırakmış etkili bir şahıstır. Üstüne daha çok araştırmalar yapılması gereken bu komutanın Amasya’dan Kudüs’e uzanan yolculuğunu araştırıp yazmaya çalıştık. Amasya üstünden tarihimizi okumaya çalışacağımız bir dahaki yazımızda görüşmek üzere, kalın sağlıcakla…
Mehmet Emir GÜLTEKİN
20.10.2022 Amasya
******Eski Türk Devletlerinde Büyük
devlet adamlarının ölüm haberi alındığında yapılan ağıt ritüeli
Kaynakça:
1- Caber Kalesi Önündeki
Mezar Süleyman Şah’a mı ait. Hakan Yılmaz
2- İkdul Cüman –Bedrettin
Mahmud el-Ayni
3- Amasya Tarihi H.H.YASAR
4- İbn-i Bibi – el-Evamiru’
-Alaiyye
5- Keyhüsrev II. Osman
Turan
6- Filistin Rehberi - TİKA
7 – Zehabi , Siyeru A’lamin
– Nubela
8-Muammer Gül – Harezmli Türklerin
Anadolu ve Yakındoğu’daki Rolleri ve Tesisleri
9-Keyhusrev II – Osman
Turan
10 M.F.Köprülü Harzemşahlar
11 İbn Şeddad , el-Alak
12 - İbn Vâsıl , Müferricü’l-kürûb fî aḫbâri
Benî Eyyûb
13- Hillenbrand 2015, 234.
14- İbnül Cezvi- Mir’atu’z
-Zaman
15- Celaleddin
Harzemşah’tan sonra Anadolu ve Suriyede Harizmliler M.Kılıç









